Balaban Aşireti / Aşira Balabanu

Munzur





Munzur Vadisi ve Çevresinde Yapılması Düşünülen Baraj Projeleri


KONAKTEPE (1)BARAJI :

Tunceli Ovacık Karayolunun 35. km.sinde Torunoba bölgesinde 26 km.lik bir mesafeyi kaplayacak şekilde yapılması düşünülüyor. SAet derinliği 111 m olacak. Bu yüksekliği ile toplam 1390 hektarlık arazi sular altında kalacaktır. Toplam enerjisi 290 Gwh civarında olacaktır. Yapımı gövde inşaatı Ata İnşaat, kredi sağlama ve tünel yapımları ise Amerikan- Alman ve Avusturya şirketleri tarafından gerçekleştirilecektir. İhaleler yapılmış ve sözleşmeler imzalanmıştır. Sondaj ve zemin etüdü çalışmaları Ata inşaat tarafından şu anda Turunoba’da yürütülmektedir.

KONAKTEPE (2) HES

Tunceli Ovacık Karayolunun 21. km’sinde HES şeklinde düşünülmektedir. Konaktepe 1 barajında tutulan Munzur suyu buradan tünellere aktarılarak 15 km lik bir mesafeden Venk Köprüsü diye tabir edilen mevkii de santrala ulaştırılacaktır. Gerçekleştirildiği takdirde 15 km lik bir mesafe, Munzur Suyu tüneller ile taşınacağından Vadinin tamamen kuru yatak haline dönüştürülmesine neden olacaktır. Toplam enerjisi 289 Gwh. dir. Set yüksekliği 112 M.dir. Şu andaki durumu, ihalesi ve yapılmış ve çalışmaları Konaktepe 1 barajına bağlı olarak yürütülmektedir.

KALETEPE BARAJI:

Tunceli – Ovacık Karayolunun 8. Km sinde yapılması düşünülmektedir. Babaocağı Köyünün alt kesimlerinde düşünülen gövdenin Set yüksekliği 60 m olacaktır. Toplam enerjisi 215 Gwh. dir. Şu anda Master plandadır.

BOZKAYA BARAJI :

Yine Tunceli Ovacık Karayolunun 2 km sinde 6-7 km lik bir mesafe ve 172 hektarlık bir alanı kapsayacak şekilde düşünülmektedir. 30 m derinliğinde ve Toplam enerjisi 109 Gwh olacaktır. Şu anda master plandadır.

* Bunların dışında Mercan Suyu üzerinde Akyayık barajı,Pülümür suyu üzerinde ise Koçakoç barajları düşünülmektedir. Bu baraj projeleri de master plandadır.
Munzur Vadisinde sözkonusu barajların yapılması halinde yaratacağı tahribata gelince;
Öncelikle Türkiye’nin en büyük Milli parklarından olan Munzur Vadisi tamamen yok olacaktır.
Vadi baraj sularına boğulacak, Konaktepe 1 ile Konaktepe 2 arasında kalan 15 km lik bir alanda ise Munzur suyu tünellerle taşınacağı için Torunoba ile Halvoriarasında kalan mesafede hiç su akışı olmayacaktır. Bu kısım tamamen kuru yatak haline dönüşecektir.
Bölgenin baraj suları ile gölleşmesi bölgenin iklimini değiştirecek kar yağışı azalacak bu durum kaynak sularının azalmasına ve bazılarının tamamen kurumasına, belli bir süre sonra Munzur gözelerinin de yok olmasına neden olacaktır. Vadideki Barajların , diğer nehirler üzerinde kurulan barajların aksine su kaynağına yakın bir mesafede olması gözeleri doğrudan etkilemesine neden olacaktır.

-2-
*Barajlar ömürlerini 30-40 yıl içinde doldurması nedeniyle Vadi bataklık alanlara dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
*Yine Munzur’un Dünyaca ünlü Alabalığı da yapısı itibari ile baraj sularında yaşama imkanı olmadığı için tamamen yok olacaktır.
*Yine 43 tanesi sadece Munzur vadisi ve cevresinde bulunan toplam 1518 bitki türü iklimin değişmesi ve sular altında kalacak olması ve iklimin değişmesi nedeniyle yok olacaktır.
*Binlerce dönüm ormanlık alan gerek baraj inşaatlarındaki çalışma gerekse sulara altında kalacak olması nedeniyle yok olacaktır.
*Yine sosyal yaşam olanakları zaten kısıtlı olan halkımızın bir çok mesire yeri de yok olacaktır.
*Vadinin yok olması Manevi ve kültürel açıdan da insanlarımızı olumsuz etkileyecektir.
* Barajlar Arıcılık ve turizmi olumsuz etkileyecektir. İklimin değişmesi arıcılığın sona ermesine neden olacaktır.
Tunceli Ovacık karayolu da sular altında kalacağından yeni yapılacak yolun Hozat ilçesi üzerinden düşünülmesi nedeniyle Tunceli ile Ovacık ilçesinin irtibatı kopacaktır. Bir çok ilçesi ile zaten ilişkisi kopmuş olan il merkezinin Ovacık ile de ilişkisinin kopması İl merkezinin ilçelerden tecrit olmasına neden olacaktır.Köylerin de sular altında kalması Tunceli’nin en çok göç veren il konumunu korumasına neden olacağı gibi göçün daha da artmasına neden olacak buda insansızlaştırmaya hizmet edecektir.

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI :

Bu kadar tahribata neden olacak barajların yerine, Munzur Vadisi ve ilimiz doğal kaynakları ile tabii güzellikleri değerlendirildiği takdirde getireceği ekonomik katkıda çok daha fazla olacaktır. Örneğin Munzur Milli parkı sahası ve çevresinde; yürüyüş, dağcılık, piknik, kamp, avcılık,kayak, rafting, yayla ve mağara turizmi ile diğer dağ sporları yapılabilir. Bu sporların yılın her mevsiminde milli park sahası içerisinde yapılması mümkündür.Buna rağmen sorun enerji sorunu ise çok daha fazla enerjiyi çok daha ucuza güneş ve rüzgar enerjisi ile üretmek mümkündür.Munzur, Mercan ve Pülümür çayları üzerinde yapılması planlanan 8 barajın toplam ekonomik maliyeti 2 milyar dolar,. Oysa Güneş ( Solar)enerjisi ile ihtiyacın 60 milyon dolara karşılanacağı kaydediliyor.Yine Bu barajlardan elde edilecek enerji toplam Türkiye’de barajlardan elde edilen enerjinin binde 9’u civarındadır. %1 bile değildir. Oysa Türkiye’ de elde edilen enerjinin % 17 si elektrik tellerinden kaybolmaktadır.Yine enerji kaynağı Rüzgar enerjisi, özelliği gereği çevreye en az zarar veren, dolayısıyla dış maliyetleri en düşük enerji kaynağıdır. Bugün AB ülkelerinin bir çoğunda yaygın olarak kullanılmakta ve yönelimde gittikçe artmaktadır. Coğrafi koşulları nedeniyle Türkiye ve İlimiz AB ülkelerine göre daha şanslıdır. Özellikle Tunceli’nin yüksek noktaları yılın her mevsimi rüzgarlı oluşu nedeniyle bu enerjinin üretimine çok uygun bulunmaktadır.
Yine rüzgar enerjisinin sayabileceğimiz bir çok avantajı söz konusudur:Örneğin;Rüzgar çiftlikleri kuruldukları alanın % 1 lik bölümünü kullanırlar. Geri kalan arazi tarımsal faaliyetlerde rahatlıkla kullanılabilir.Rüzgar çiftlikleri ile termik , hidrolik vb santrallere göre daha ucuza enerji üretilmektedir.Rüzgar çiftliklerinin söküm maliyetleri yoktur. Çünkü sökülen tribünlerin hurda değeri söküm maliyetlerini karşılamaktadır.
*Bu çiftlikler ömürlerini tamamladıktan sonra, tribünlerin kullanıldıkları alan eski haline kolayca getirilebilmektedir.
*Bu çiftliklerde dışa bağımlılık oranı çok azdır. Kuleler ve tribünlerin üretimi bugün Türkiye’de mevcuttur.
*Yapım aşamasında, inşaat faaliyetleri yöredeki insanlara iş olanakları yaratmaktadır.
*Yine rüzgar tribünleri kuruluşu sırasında harcanan enerjinin 3 ay gibi kısa bir sürede üretebilmesi kısa dönemde enerji talebi olan ülkeler için önemli bir faktördür.
*Yine Rüzgar enerjisinin en önemli avantajlarından biri de bu tribünlerin çevreye ve atmosfere olumsuz etkisi yok denecek kadar azdır.
Barajların Hukuki Değerlendirmesine gelince;
Munzur Vadisi 21 Aralık 1971 tarihinde 6831sayılı kanun kapsamına alınmış ve 42 bin hektarlık alanıyla Türkiye’nin en büyük ve ilk Milli parklarından biri haline getirilmiştir. 2873 sayılı Milli parklar yasasının ilgili yasası şöyledir. “ Tabii ve ekolojik denge bozulamaz. Yaban hayatı tahrip edilemez. Bu sahanın özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile çevre sorunları yaratacak iş ve işlemeler yapılamaz.” demektedir.
Yine Anayasanın 56. maddesine göre“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. ”Anayasanın da bu hükmünden anlaşıldığı gibi Munzur Vadisi ve benzeri doğa harikası bölgelerde ki çevre tahribatına karşı tepki geliştirmek devletin ve vatandaşın ödevi olarak kabul edilmiştir. Devlet bu ödevini yerine getirmeyecek ise dahi Tunceli insanı olarak anayasal hak ve ödevlerimizin takipçisi olmalıyız.Yine Anayasanın 63. maddesine göre de “ Devlet tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar.” Munzur vadisinin yok olması bir çok kültür ve tabiat varlıkları ile halkın değer verdiği bir çok ziyaretinde sulara gömülmesine neden olacaktır.Bunun yanısıra Çevre yasasının bir çok maddesi de çevre tahribine neden olabilecek fiilleri engelleyici hükümler içermektedir.
Ayrıca Munzur Vadisi üzerinde yapılması düşünülen barajlar ulusal yasalara aykırı olduğu gibi Türkiye’nin taraf olduğu bir çok uluslar arası sözleşmeye de aykırıdır.Örneğin:
1975 Paris Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Koruması Sözleşmesi
1979 Bern Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi
1973 Washington Sözleşmesi
1992 Rio Bildirgesinde alınan kararlar
Habitat antlaşmalarında alınan kararlar

1999 Kyoto Sözleşmesi
2000 Kahire Sözleşmesi – Bu sözleşmeler Türkiye tarafından onaylanarak kabul edilmiştir.
Anayasanın 90. maddesine göre
“Usule uygun onaylanmış uluslar arası sözleşmeler kanun hükmündedir. Bunlar hakkında iptali amacıyla Anayasa mahkemesine başvurulamaz.” Yani bu yönüyle yasadan da üstün konumdadırlar. Bu sözleşmelere aykırı hareket etmek açıkça yasalara aykırı hareket etmek anlamına gelmektedir.

Munzur Vadisi Ve Doğal Yaşamı Koruma Derneği






ALAN TANIMI:


Munzur Dağları Erzincan ve Tunceli il sınirlarının tam ortasında bulunan ve 850 metrelerden başlayıp 3462 metre yüksekliğe varan bölgenin en uzun sıradağlarından birisidir. Güneybatı ve kuzeydoğu doğrultusunda uzanan bu dağların 38º-40º doğu enlemleriyle 39º-40º kuzey boylamlarının oluşturduğu bir dikdörtgenin adıdır. Burası kuşuçuşu Karadeniz kıyılarına 160 km,Akdeniz kıyılarına ise 300 km uzaklıktadır. Doğal sınırlarla çevrili yaklaşık 130 x 30 km boyutundaki Munzur Dağları, Yukarı Fırat'ın bir kolu olan Karasu ile başlar ve tüm Kuzey sınırını oluşturarak Çağlayan, Erzincan, Alpköy, Kemah, İliç beldelerini geçerek Bağıştaş dönemecine kadar gelir, sonra Kemaliye'ye doğru yönelerek Başpınar'a kadar batı sınırını çizer. Güney sınırı ise,Umutlu çayı, Yeşilyazı deresi ve Munzur suyu ile Güneybatı'da; Harçik suyu ve Pülümür çayı ile Güneydoğu'da çizilir.
Alan coğrafya bakımından Doğu Anadolu'da, bitki coğrafyası bakımından İran-Turan bölgesinde, Türkiye Florasının yazarı P.H.Davis'in kareleme sistemine göre B7 karesi içinde yer alır.


ÖZET:

Munzur Dağları,Önemli Bitki Alanı (ÖBA) kuzeyde Erzincan ve güneyde Tunceli arasında yaklaşık 130 km uzanan büyük bir dağ kütlesidir. Maksimum yüksekliği 3642m.'yi bulan bu dağ kütlesi büyük ölçüde kireçtaşı ve volkanik kayalardan meydana gelmiştir. Alanın bitki örtüsü çoğunlukla (relik Sarı çam Pinussylverstris ve doğal ceviz Jugulans regia topluluklarıyla birlikte) orman, step ve dağ kaya topluluklarından oluşur. Florasında 227 tanesi Türkiye'ye özgü (endemik) 1500 takson kayıtlı Muzur Dağları, yalnız Türkiye'nin değil Avrupa'nın en önemli bitki alanlarından birisidir. ÖBA aralarında 43 tanesi yalnızca kendisine özgü olmak üzere 138 ülke çapında nadir takson içerir.Kısmen Munzur Vadisi Milli Park sınırları ve Yaban Hayat Koruma Sahası içinde yer almakla birlikte ÖBA büyük bir tehlike altındadır. Alanda yoğun otlatma ve baraj inşaatı nedeniyle bugüne kadar 7 bitki taksonunun yok olduğu bilinmektedir. Munzur Dağları sarp ve yüksek olup kolay geçit vermez. Kemaliye'den Pülümür'e kadar uzanan Munzur Dağları'nın önemli yükseltileri şunlardır: Kemaliye Erenler tepesi 2100 metre; İliç Çaldağı 2343 metre; Ovacık Kırkgözeler Munzur dağı 3188 metre; Ovacık Fikrik tepe 3150 metre; Ovacık Kurluklar tepesi 2980 metre; Ovacık Haraminin tepesi 3250 metre; Erzincan Kazankaya dağı 2050 metre; Erzincan Mercan dağı Akbaba tepesi 3462 metredir. Bu dağlar kuzeyde Karasu'ya, güneyde Zeranik çöküntü ovasına iner. Kuzey kesim ile güney kesim arasında arazinin 1000 metreye varan uçurumlara sahip olması nedeniyle Canciğer, Karagöl, Katır, Mancık, Sohmarik geçitleri gibi birkaç geçit vardır.Pleistosen buzullaşmasına uğrayan Muzur Dağları'nın doruklarında çok sayıda sirk gölü, uzun tekne vadileri ve bunların aralarında piramitsi tepeler yer almaktadır (2). Paleozoik formasyonlar alanda kuvarsit, şist ve kalkerlerle temsil edilmektedir. Permiyen'de çok geniş kalkerli alanlar oluşmuştur. Mezozoik formasyonlar andezitik ve bazaltik filiş yatakları içerir. Tersiyer'de andezit, akıntı tüf ve angolomenler; Kuvaterner'de geniş alivyonlar ve travertenler baskındır. Munzur Dağları madenler bakımından da çok zengindir. Örneğin altın, bakır, çinko, demir, gümüş,krom, kurşun vb. Ayrıca kömür yatakları vardır.Araştırma alanının yıllık ortalama yağış miktarı Tunceli'de 1100 mm, Pülümür'de 792 mm,Erzincan'da 374 mm, Kemah 370 mm'dir. Yıllık ortalama sıcaklıkları ise Tunceli'de 12,5ºC, Kemah'ta 11,4ºC, Erzincan'da 10,7ºC, Pülümür'de 8,2ºC'dir (4).
Böyle zengin bir topoğrafya, yerbilim ve iklime sahip olan Munzur Dağları çok çeşitli bitkileri ve hayvanları barındırmaktadır. Alanın özellikleri dikkate alınarak Tunceli ile Ovacık arasında kalan Munzur suyu boyunca burası Munzur vadisi milli parkı ilan edilmiştir. Bu dağlarda alabalık, ayı,çengel boynuzlu dağ keçisi, keklik, kurt, porsuk, sincap, susamuru, tavşan, tilki, vaşak ve çeşitli kuş ve böcekler bulunmaktadır. Bitki örtüsü açısından ise alanın çok zengin bir bitki çeşitliliğine sahip olduğu ortaya çıkmıştır.Munzur Dağları ile ilgili birçok yayında alanın değişik floristik özelliklerine değinilmiştir. İlk ve/veya tip toplamlarından yaklaşık yüzyıl sonra ikinci kez toplanan çok sayıda örnek saptanmıştır. Ayrıca bu yayınlarda Munzur dağlarında dolayısıyla Türkiye ve yeryüzünde ortadan kalkan (extinct) türler tartışılmıştır. Buna göre bir yandan yeni türler bulunurken öte yandan bazı türler de çeşitli nedenlerle kaybolmaktadır. Nedenler arasında özellikle sanayi gelişmesi ve nüfus artışı sayılabilir. Bu gelişme ve artışa paralel olarak dünyada olduğu gibi ülkemizde de bitki örtüsü arazi açma, aşırı otlatma, herbisit kullanımı, kentleşme, orman yangını, baraj yapımı, tıbbi ve süs amaçlı bitkilerin doğadan bilinçsizce sökülüp dış satım gibi nedenlerle tahrip edilmektedir. Tablo 1'deki türlerden Astragalus pseudocylindraceus, Barbara auriculata var.Auriculata, Onosma discedens Kemaliye Karasu kıyısında yetişen türler olup Keban barajının yapılması ve dolayısıyla suların yükselmesi sonucu sular altında kalarak yiten türler arasında olanıdır. Yine Kemaliye çevresinde Centaurea psephelloides , Onosma affine; Pülümür çevresinde Campanula oligosperma türleri ise büyük olasılıkla aşırı otlatma sonucu ortadan kalkmıştır. Henüz toplanamadığı için ortadan kalkıp kalkmadığı ve kalktı ise neden kalktığı bilinmeyen Silene oligotricha ve Verbascum calycosum türleri de şu an için yok olan türler kategorisine sokulmalıdır.Son zamanlar içerisinde Munzur dağlarında bilim dünyası için yeni türler saptanmıştır.Bunlar tabloda belirtildiği gibi şunlardır: Aethionema munzurense,Campanula yildirimlii, Cerasus erzincanica, Heldreichia atalayi, Hypericum peshmenii, Omphalodes advisiana, Origanum munzurense, Ranuculus muzurensis, Stachystuncdjeliensis, Tanacetum munzurdoghensis, Viola bocquetiana.
Alanın bitki örtüsü baskın olarak bozkır bitkilerinden oluşmuştur. Örneğın:Acantholimonacerosum,Astragalustigridis,Ae gilops,umbelllata,Bongardia chrysogonum,Aethionema,armenum,Bromus tomentellus,Alceadigitata,Camelina laxa,Alkanna,freodini,Campanula ptarmicifolia,Allium armenum,Carex eriocarpa,Allium cordiostemon,Centaurea,polypodiifolia,Allium kharputense,Centaurea pyrrhoblephara,Alyssum pateri Centaurea virgata,Alyssum xanthocarpum,Centranhus longiflorus,Anarrhinum orientale,Cephalaria speciosa,Anchonium elichrysifolium,Chaerophyllum crinitum,Aristolochia bottae,Chardinia orientalis,Arnebia densifolia,Chrysopthalmun montanum,Arrhenatherum kotschy,Cirsium elodes,Arum elongatum,Coluteocarpus vesicaria,Asperula xylorrhiza,Cruciata taurica,Astragalus gummifer,Cyclotrichum niveus,Astragalus halicacabus,Dactylorhiza osmanica,Astragalus hamosusDelphinium albiflorum,Astragalus haussknechtii,Delphinium kurdicum,Astragalus pinetorum,Eranthis hyemalis,Ebenus laguroides,Echinops pungens,Nepeta fassa,Erantgis hyemalis,Nobrychis cornuta,Eremopoa persica,Origanum acutidens,Eryngium billardieri,Ornithogalum arcuatum,Ernygium chrysantha,Patentilla speciosa,Euphorbia denticulata,Quercus brantii,Ferula orientalis,Quercus libani,Ferulago setifolia,Papaver bracteatum,Fibigia macrocarpa,Papaver cylindricum,Fritillaria alburyana,Paracaryum cristatum,Galium incanum,Paranychia kurdica,Globularia tricosantha,Peganum harmala,Gundelia teurnefortii,Phlomis armeniaca,Gypsophila ruscifolia,Phlomis kurdica,Helichrysum arenarium,Pimpinella corymbosum,Helichrysum armenium,Pistacia eurycarpa,Heracleum crenatifolium,Prangos pabularia,Hesperis pendula,Prangos platychlaena,Hordeum bulbosum,Primula auriculata,Hyacinthus orientalis,Psathyrostachys fragilis,Hypericum scabrum,Puschkinia scilloides,Iris aucheri,Ranunculus fenzlii,Iris sariRanunculus sintenisii,Iris reticulata,Ranunculus unguis-cati,Iris persica,Reichardia glauca,Isatis cappadocica,Rheum ribes,Isatis spectabilis,Ricotia aucheri,Isatis undulata,Rochelia disperma,Juncus gerardii,Rosularia radiciflora,Lallemantia canescens,Salvia divaricata,Lathyrus nivalis,Salvia multicaulis,Linaria cordifolia,Salvia virgata,Morina persica,Scabiosa crinita,Muscari coeleste,Scorzonera tomentosa,Senecio eriospermus,Teucrium multicaule,Serratula oligocephala,Thalictrum isopyroides,Silene spergularia,Thymus brachylus,Smyrnium cordifolium,Thymus fallax,Sternbergia clusiana,Tulipa julia,Taeniatherum,caput-medusae, Verbascum speciosum,Tanacetum mucroniferum,Veronica multifida,Tchihatchewia isatiden,Wiedemanniana oientalis,
Orman vejetasyonu olarak araştırma alanının güneydoğusunda 1500-2000 metreler arasında Meşe (Quercus petreasubsp. pinnatiloba, Q. libani) ve seyrekçe Titrekkavak (Populustremula) görülür. Güneybatıda Kemaliye, Armağan ile kuzeybatıda Kemah,Eriç dolaylarında Mazımeşesi (Q. infectoria subsp.boissieri) yayılış gösterir. Ovacık ilçesi Mercan boğazında az sayıda kalan Cevizliklere (Juglans regia) raslanmışır. Dağ ardıcı(Juniperus exelsa) alanın hemen her yerinde 2500 metrelere kadar çıkabilir. Dikenardıcı (J.oxycedrus subsp. oxycedrus) alanın kuzey kesimlerinde daha sıkça görülür. Bozkırda tektük görülen bazı ağaç ve çalı türleri arasında Akçaağaç (Acer monspessulanum), Dağüzümü (Amelachier rotundifolia), Yabanbademi (Amygdalus triamiygdalus), Karamuk (Berberis crataegina), Davrun,Çitlenbik(Celtis glabrata, C.tournefortii), Kuşüzümü (Cerasuserzincanica), Melem, Mahlep (Cerasus mahalep, Cmicrocarpa), Kızılcık (Cornus mas), Dağmuşmulası(Cotoneaster nummularia), Alıç, Yemişen (Crataergus aronia, C. monogyna, C. szovitsii), Kurtbağrı (Daphne oleoides), Karaburçak, Yabanılyasemin (Jasminium fruticans),Karaçalı (Paliurus spina-christi), Menengiç (Pistacia terebinthus), Ahlat (Pyrus elaeagnifolia), Üvez (Sorbus umbellata), Cehri (Rhamnus kurdicus), Kuşburnu (Rosa pulverulenta), Böğürtlen (Rubus sanctus), İspir (Spiraea crenata), Araştırma alanında yayılışı dikkati çekici olan tür Sarıçam(Pinus sylvestris)'dir. Tipik bir Karadeniz türü olan bu Sarıçam Ovacık ilçesi Mercan cayının her iki yamacında 1200-1500 metrelerde doğal olarak uzanır.Ovacık'ta Kırkgözelerden doğup Tunceli'ye doğru akan Munzur suyunungeçtiği Munzur vadisi boyunca göze çarpan bellibaşlı tütler şunlardır:
Akçaağaç (Acer platanoides, A. tataricum), Kızılağaç (Alnus glutinosa), Kızılcık (Cornus sanguinea subsp. australis), Barutağacı (Frangula alnus subsp.pontica), Dişbudak (Fraxinus angustifolia var.angustifolia), Huş (Betula litwonowii, B. pendula), Ceviz(Juglans regia), Çeten (Pistacia eurycarpa), Çınar (Platanus orientalis), Karakavak(Populus nigra), Yabaneriği (Prunus divaricata), Meşe (Quercuslibani, Q. petraea subsp. peduciliflora), Cehri, Akdiken(Rhamnus catharticus), Kuşburnu, Gül (Rosa canina),Böğürtlen (Rubus caesius), Sarısöğüt (Salix alba), Ilgın(Tamarix smyrnensis), Gıldar, Kartopu (Viburnum opulus).
Ayrıca sucul ve kaya ortamlarında yetişen çok çeşitli türler de vardır.Şu ana dek munzur dağlarından 1407 tür, 75 alttür ve 36 varyete olmak üzere toplam 1518 takson saptanmıştır. Bu denli zengin bitki örtüsünü bir ülke ile kıyaslayabiliriz: Örneğin İngiltere'de 1850 tür, Hollanda'da 1500 tür var.Munzur dağlarından bilinen Türkiye'ye özgü endemik türlerin (Dünyada Türkiye'den başka yerde yetişmeyen türler) sayısı 277 olup toplam doğal floraya oranı %20'dir (33). Bunlardan 43 (%3) tür yalnızca Munzur dağlarına özgüdür.





TABLO: 


Munzur Dağlarına özgü türler (Dünyada Munzur Dağlarından başka yerde yetişmeyen türler). "*" ile belirtilen ise günümüzde tekrar bulunamamış ve yok olduğu düşünülen türler.
Aethionema munzurense P.H.Davis et Yıldırımlı (Brassicaceae)
Ajuga chamaepitys (L.) Schreber subsp. euphratica Davis(Lamiaceae)
*Astragalus pseudocylindraceus Bornm. (Fabaceae)
*Barbarea auriculata Hausskn. Ex Bornm. var. auriculata(Brassicaceae)
Campanula hedgei Davis(Campanulaceae)
Campanula munzurenisi Davis(Campanulaceae)
*Campanula oligosperma Dambolt (Campanulaceae)
Campanula quercetum Hub.-Mor. Et Simon (Campanulaceae)
Campanula yildirimlii Kit Tan et Sorger (Campanulaceae) (8)
Carex eriocarpa Husskn. et Kük. (Cyperaceae)
Centuarea aucherana DC. (Asteraceae)
*Centuarea psepholloides Freyn et Sint. (Asteraceae)
Cerasus erzincanica Ş.Yıldırımlı (Rosaceae)
Eryngium ilex Davis (Apiaceae)
Galium ceratocarpon Boiss. (Rubiaceae)
Geranium eginense Hausskn. et Sint. ex Knuth(Geraniaceae)
Heldreichia atalayi Kit Tan (Brassicaceae) (8)
Hypericum peshmenii Yıldırımlı (Hypericaceae) (10)
Isatis spectabilis Davis (Brassicaceae)
Isatis undulata Aucher ex Boiss.(Brassicaceae)
Minuartia valedictionis McNeill (Caryophyllaceae) (34)
Omphalodes davisiana Kit Tan et Sorger (Boraginaceae)(8)
*Onosma affine Hausskn. Ex Riedl (Boraginaceae)
*Onosma discedens Hausskn. ex Bronm. (Boraginaceae)
Origanum munzurense Kit Tan et Sorger (Lamiaceae) (11)
Paronychia kurdica Boiss. Subsp. montis-munzur Chaudri(Illecebraceae)
Renunculus munzurensis S.Erik et. Ş.Yıldırımlı (Ranunculaceae)(12)
Ranunculussintenisii Freyn (Ranunculaceae)
Scrophulariaerzincanica R.Mill(Scrophulariaceae)
Scrophularia subaequiloba Lall (Scrophulariaceae)
*Silene oligotricha Hub.-Mor. (Caryophyllaceae)
Silene surculosa Hub.-Mor. (Caryophyllaceae)
Stachys munzurdaghensis Bhattacharjee (Lamiaceae)
Stachys tundjeliensis Kit Tan et Sorger (Lamiaceae) (11)
Tanacetum cappadocicum (DC.) Schultz Bip. (Asteraceae)
Tanacetum muzurdghensis Yıldırımlı (Asteraceae) (6)
Thymus convolutus Klokov (Lamiaceae)
Trigonosciadium intermedium Freyn et Sint. (Apiaceae)
*Verbascum calycosum Hausskn. ex Murb. (Scrophulariaceae)
Verbascum heterodonthum Hub.-Mor. (Scrophulariaceae)
Verbascum leiocarpum Murb. (Scrophulariaceae)
Vicia glareosa Davis (Fabaceae)
Viola bocquetiana Yıldırımlı (Violaceae) (14)

TEHDİTLER: 


Yaygın olarak sürdürülen hayvancılık ve otlatma faaliyetleri alandaki orman bitki örtüsü üzerinde büyük bir tahribatın meydana gelmesine neden olmuştur. Bu nedenle yalnızca Kemaliye cıvarında kayıtlı bulunan Centaurea psephelloides ve Onosma affine ve Pülümür civarında bulunan Campanula oligosperma'nın yok olduğu tahmin edilmektedir. Buna ek olarak son yıllarda Munzur Dağları'nda yapılan botanik araştırmaları sırasında Silene oligotricha ve Verbascum calycosum bireylerine de tekrar rastlanamamışır.
Keban barajının inşaatı ve Fırat Nehri'nin yukarı kesimlerindeki Kemaliye Karasu Knyonunun dik yamaçlarının baraj gölü suları altında kalması sonucu 3 tür:Astragalus pseudocylindraceus, Barbarea auriculata var.auriculata ve Onosma discedens yok olmuştur.
Bunlara ek olarak endişe verici baraj inşaatları bu eşsiz doğadaki bitki örtüsünü tehdit etmektedir. (Konaktepe I ve II Hodroelektrik projeleri ve Munzur ve Pülümür Çayları üzerinde toplam 7 baraj gölünün daha yapımı planlanmaktadır).

KORUMA: 


ÖBA, kısmen 21.12.1971 tarihinde ilan edilen Munzur Vadisi Milli Park (42.000 ha) sınırları içinde yer alır. Milli Park sınırları Tunceli'nin kuzeyinde Muzur Çayı vadisini içermekle birlikte zirve bölümündeki dağ habitatlarının çok az bir kısmını kapsar. ÖBA içinde aynı zamanda Ovacık Munzur Vadisi Yaban Hayatı Koruma Sahası da yer alır. Antitoroslar ve [Yukarı Fırat Bitkisel Çeşitlilik Merkezi (SWAN 12)] olarak tanımlanan bölge içinde yer alır.Alanda yer alan bir tür Bern Sözleşmesi: Ek Liste 1'de bulunur. Typha shutlevorthii [Türkiye kısaca "Bern" adıyla anılan"Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortaklarını Koruma Sözleşmesi"ne (The Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural Habitats) 20.02.1984 tarihinde üye olmuştur. Sözleşmenin amacı doğal bitki ve hayvan türlerini ve bunların doğal yaşam ortamlarını korumak ve bu amaçla üye ülkeler arasında işbirliği yapmaktır. Sözleşmeye imza atan Türkiye gibi ülkeler tehlike altında bulunan bitki ve hayvan türleri ve doğal yaşam ortamlarını korumak amacıyla gerekli YASAL VE İDARİ önlemleri almakla yükümlüdürler. 


SONUÇLAR ve ÖNERİLER: 


Munzur vadisinin bitkiler bakımından önemi yukarıda belirtildiği gibi tartışılmaz.
* 12 tür küresel ölçekte tehlike altındadır.
* 107 tür Avrupa ölçeğinde tehlike altındadır.
* 19 tür ulusal ölçekte nadir türlerdir.
* alan dünya çapında önemli merkezlerdendir.
* Bern antlaşması ile korunması gerekli bir tür alanda doğal olarak yetişmektedir.
* Alanda Bern Sözleşmesi ile korunması gerekli olan 2 habitat tipi vardır: İran-Anadolu
stepleri ve İç Anadolu step meşe toplulukları.
Bu alan bir dünya mirasıdır ve yüzyıllarca zamanda oluşan bu eşsiz değerdeki bitki çeşitliliği korunmalıdır. Bu bölgede planlanan herhangi bir aktivitenin bölgeyi nasıl etkileyeceği hesaplanmadan ve bilimsel verilere dayanan görüşler alınmadan yapılmaması gereklidir.
* Baraj yapılması düşünülen alanın Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) yapılmalıdır.





Munzir / Munzur  - Ovacige

Kaynak: www.alternatifsuforumu.org




Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol